DEĞERLİ YAYLACIKLILAR VE SİTE OKUYUCULARI HEPİNİZİN YENİ YILINI KUTLAR 2011 YILININ SİZLERE SAĞLIKLI,MUTLU VE BAŞARILI BİR YIL OLMASINI DİLERİM.
Yaylacık Köyü Muhtarı HÜSEYİN ÖZSOY
bursal 30 Aralık 2010 10:46 | antwerpen
2010 yilinida geride biraktik ve bir yil daha geride biraktik gelecek olan 2011 yili dilerim insanlara mutluluk huzur guven getirir silahlarin sustugu insanlarin baris icinde bir yil gecirmelerini dilerim
kadir celik 27 Aralık 2010 09:04 | bursa inegöl
selam tum yaylacık koyu sakınlerı sızlere calısmalarınızda basarılar dılerım bende karahacip liyım bursa inegolde mobilya imlt yapıyorum ortakoy dede satıs yerımız vardır emegı gecen her kese tsekur edrım
hüseyin 26 Aralık 2010 20:52 |
OTUZ İKİ YIL SONRA MARAŞTA 'MARAŞ OLAYLARINI' PROTESTO ETMEK VE OLAYLARDA DERS ÇIKARMAK İÇİN BİR DAHA BU TÜR OLAYLARIN OLMAMASI İÇİN ORADA TOPLANAN GRUBA AĞZI SALYALANMIŞ ÖKKEŞLERİN GÜDÜMÜNDE 1978 YILINDDA YARI BIRAKTIKLARI YERDEN TEKRAR BAŞLAMALARI GİBİ BİR İZLENİM ALEVİ CAMİASI TARAFINDAN ENDİŞE İLE İZLENDİ.ONUN İÇİN YAZACAĞIMI OZAN MAHZUNİNİN BİR ŞİİRİ İLE DİLE GETİRMEK İSTİYORUM..... NİYE VURUYORSUN BE ÖKKEŞ!! EĞER VURACAĞIN VARSA, SEN KENDİ DÜŞMANLARINA VUR.. BİRGÜN FRANSIZ KURŞUNU BİZE ATILDIĞI ZAMAN BERABER ÇALIŞTIK BE ÖKKEŞ!! HAYDARI, YUSUF ÇAVUŞU VURMA EMEKÇİNİN BABASINI VURMA, EMEKÇİNİN OĞLUNU VURMA ÖKKEŞ. BİLİR MİSİN? BEN MARAŞLIYIM BE ÖKKEŞ!! AŞIK MAHZUNİYİM İŞTE.. BERABER KURTARDIK BU ÜLKEYİ BERABER KURTARIRKEN NE MEZHEP VARDI, NE DİN. ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI VARDI GENEDE KÜSMEDİM SANA ÖKKEŞ GENEDE VUR BİZİ; AMA BİZ SİZİ GENE SEVERİZ'... HÜSEYİN ÖZSOY/ÇORUM
halil 25 Aralık 2010 16:52 | köln
Sevgili Arkadaslar,
Belcika`da yapacagimiz toplanti kötü hava kosullari nedeniyle ertelenmistir, duyrulur...
Belcika`daki üyelerimizden ve Göpsenliler`den özür dileriz....
Saygilarimizla!
AVRUPA - GYDKD Yön. Kur. adina Halil Sarimercan ( Sayman)
Not: Toplanti tarihi daha sonra bildirilecektir....
hüseyin 24 Aralık 2010 17:21 |
DUYURU!!!: Daha önce duyurduğumuz telefon hatlarındaki problemin giderildiği tüm gurbetçilerimize duyurulur. MUHTAR: HÜSEYİN ÖZSOY
muslumcevik 18 Aralık 2010 16:35 | çorum
SİLAHTA ÖNDE EĞİTİMDE SONUNCUYUZ.. Bu hafta bütçe Görüşmeleri tartışmalı ve hararetli geçti Başbakan Erdoğan mecliste görüşlerini açıklarken yüzünde büyük memnuniyet ifadesi dikatimi çekti parlementoyu zaptu rapt altına almış dedğim dedik edasıyla butün icratlarını sıraladıktan sonra Türkiyenin ABD ve İsrailden sonra insansız uçak yapan üçüncü ülke olacağını öğrendik Türkiye bir kaç yıl sonra kendi yaptığı ilk uyduyu uzaya atacakmış. kendi öz piyade tüfeğimizin seri üretimine geçmemizin zamanı yakınmış. Kendi tankımızın proto tipi hazırmış Savaş gemisi yapıyor ve satıyormuşuz. İşte cehaletin karanlığında çıkamıyorsak yıllardır bu ve bunun gibi verimsiz ve akılsız yatırımlara milyarlar harcandığı içindir. Bir taraftan komşularla sıfır sorun politikası izlemek ve benim çevremde düşman ülke yoktur diye böbürlenmek, diğer taraftan dünyada silahlanmaya en çok para harcıyan ülkelerden biri olmak akıl ile bağdaşmaz... AKP de diğer hükümetler ğibi önceliği silaha veriyor çünki silahta rant var, Eğitimde yok, ama Eğitimsiz atatürkün işaret etiği muasır medeniyet seviyesi yakalanamaz, zenginleşmek ise imkansızdır. takip ettiğim kadarıyla OECD nin son Pisa Araştırmalarının sonuçları şöyleymiş 65 civarında ülkede yarım milyar 15 yaş üzeri öğrenciye uygulanan bir test iki saatlik sınavda okuma, matematik, ve fen soruları var. Amaç gençlerin elde ettikleri eğitimi gerçek hayatta nasıl uyguladıklarını ölçmek. Bu gibi yarışmalarda her zaman sıranın en altında yer aldığımız için bu araştırmanın sonucu sürpriz olmadı test edilen bütün konularda OECD ortalamasının altındayız Genel sıralamada Avrupa ülkeleri arasında sonuncuyuz bu verileri açıklayan çokça araştırmalar var. ülkemizin eğitimde en geri sıralarda olmamızın tek nedeni Türkiyeyi yöneten gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin eğitime gereken önemi vermemiş olmasıdır. Yarışmalarda en iyi performansı gösteren ülkeler eğitime en çok para harcıyan ülkelerden en iyi öğretmenlere ve en iyi eğitim sistemine sahip olanlar da oluşuyor. Gözünü para hırsı bürümüş bu hükümetler için önemli olan Ailelerinin ve şirketlerinin kasalarına akacak paralardır. sermaye yanlısı bu hükümetleri finanse eden yol yöntem gösteren işçinin emekçinin yoksullaşmasına sebep olan ulusal ve uluslar arası sermaye, özellikle son on yılda dünya da dolar milyardelerinin sayısı 500 yüzden 1011 Kişiye yükselmiş Kırize rağmen yatırımların kimlere yaradığını böylece daha iyi anlamış oluyoruz. Saygılarımla M Çevik
MUSLUM CEVİK 16 Aralık 2010 09:23 | ÇORUM
TAKİYECİ AKP ZİHNİYETİ.. Değerli okurlar önceki yazılarımda belirttiğim gibi bizim yazı yazmamız için malzeme aramamıza gerek yok medyayı az çok takip ettikmi kendi yorumumuzla şifrelerini çözüp açık anlaşılır hale getirmek çok zor değil medyada konuşulan tartışılan hayatımızı ve geleceğimizi ilgilendiren ne varsa dünyamızın evrensel değerleriyle karşılaştırarak, çarpıştırarak, bizim ne kadar alehimize ne kadar lehimize olduğuğunu fark etmek vede müdahale etmek görevimiz ve boynumuzun borcu olmalı bana necilik büyük aymazlıktır. önemli olan safımızı ve tarafımızı bilip her konuşulanın gerçeği yansıtmadığını duygu sömürüsü ve takiyecilik yapıldığını yüksek sesle söylemek ve haklarımızın takipçisi olmak görevimiz olmalı cumhuriyet değerlerini korumak ve ileri demokırasiye kavuşturmak amacı güden aydınlarımız profösörlerimiz, adına derin devlet denilen kontürgerilla yöntemleriyle bir bir faali meçhule gönderildiler. faalleri karartılar büyük millet meclisinde faali meçhül olayları araştırma komisiyonu kuruldu bu ve benzeri cinayetlerle, ilgili çağırılan rüppeli rüpesiz etkili yetkili bir çok kimseler çağırıldı hatırlarsınız kimi ifade vermeye bile gitmedi gidenlerde bu ciddi olaylarla ilgili doğruyu söylüyemem söylersem rejim teylikeye girer diyerek üstü kapalı tehdit ve sonunu sen düşün ha! yukarıları göstererek bu davalar tozlu raflara bir daha açılmamak üzere terk ettiler. vijdanlarının sesini dinliyen az çok halktan yanayım diyen yerel yöneticilerce bu değerlerimiz onure edilerek unutulmaması için cade ve sokaklara isimleri verilerek yanan yüreklere su serpildi bu tabanın gururu okşandı yetmezsede ne yapalım elimizden gelen budur denilerek beklentiler amaçlar ertelendi vs.
Demokırasi havarisi kesilen her konuştuklarında adaleti hukuku eşitliği vs temsil ettiklerini en üst perdeden konuşan bu AKP li zevat takımı NEVŞEHİRİN Avanos ilçesinde sokaklara Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muamer Aksoy, Çetin Emeç Bahriye Üçok, gibi suikasta kurban gidenlerin adı verilmişti. Ancak AKP li Yeni BelediyeBaşkanı ve AKP li CHP li MHP li Belediye MeclisÜyelerince bu değerlerimizin isimleri kaldırıldı, hemi de Vijdanlarda derin bir yara açacak ŞEKİLDEKİ anlamsız önemsiz İSİMLERLE değiştirildi, medyada okuduğum kadarıyla bu değerlerimizden birinin isminin yerine konan yeni sokak ismi ZELVE vede DEREYAMANLI olarak takılmış demek ki bu değerlerimizin bir Ağaç parçası kadar Dere Kadar değeri yokmuş bu yürek sızlatan manzara yı görmezden gelmek kararmış yüreklere körelmiş duygulara mahsustur.gerçekleri araştıran halktan yana doğrudan yana taraf olan bu isimleri içine sindiremiyen AKP lilerin din, iman, hak, hukuk, dediğine bakmadan bu yazılan medyada konuşulanları sınıf refleksiyle taraf refleksiyle değerlendirelim ne yapacağımızı kendimize sorarak yanımıza katmanlarımızıda katarak çoğalarak bu yanlı ihtiraslı kin dolu anlayışlara karşı bu gidiş nereye! dur, demeliyiz... Saygılarımla M Çevik
hozsoy 13 Aralık 2010 11:40 | çorum
DUYURU KÖYÜMÜZ HUDUTLARI İÇERİSİNDE BULUNAN KIZILHAMZA YAYLACIĞA KADAR OLAN BÖLGEDE YAKLAŞIK 7 DİREK ARASI OLAN 350 METRE TELEFON KABLOSU BİLİNMİYEN KİŞİLERCE ÇALINMIŞ OLUP TELEFON İRTİBATI KESİLMİŞTİR KÖYLÜLERİMİZİN VE GURBETÇİLERİMİZİN BİLGİLERİNE SUNULUR TAHKİKAT DEVAM ETMEKTE ONARIM YAPILDIĞI ZAMAN YİNE SİTEMİZ ARACILIĞYLA SİZLERE DUYURULACAKTIR.. Yaylacık Köyü Muhtarlığı.
muslumcevik 13 Aralık 2010 09:36 | çorum
30 YIL GEÇSEDE HALAA YÜREKLERDE... Yazdıklarımı okuyup beyinlerinde ve gözlerinde enerji tüketen tüm doslarıma saygı ve sevgilerimle, kıymetli kardeşlerim sizlerinde bildiği gibi yöremizde çok sık kullanılan bir deyim vardır. dert inletir ölüm ağlatır diye, bu atasözümüzü özetleyen küçük yaşta İdam edilen halk önderini anımsayıp anlamak idallerini yaşatmak insanım diyen herkezin vijdani borcu ve görevi olmalı... İnsanlar unutulunca Ölürler! Bazı insanlar vardır, öldükten sonrada yaşamaya devam ederler. Çünkü unutulmazlar. Hayatta iz bıraktıkları için ölümsüzdür onlar. Kimi yüreklerde, kimi vijdanlarda, kimi akıllarda hatırlanarak yeniden doğarlar.ve hiç aramızda ayrılmazlar... Erdal Eren i hatırlarsınız 17 yaşında Tutkulu, yaşamayı seven, kafa tutmayı seven, yaşama sevincini karşısındakilere de aşılamaktan hoşlanan vede sürekli itirazı olan bir gençti... Erdal EREN, 12 Eylül faşist darbesinden sonra, işçi sınıfına ve halka göz dağı vermek için Kenan Evren in asmayalım da besliyelim mi? sözlerine karşılık 13 aralık 1980 de cunta mahkemeleri yaşını büyüterek işlemediği suçtan idam etmişti.kendisine pişmanım kandırıldım dersen idam cezasından kurtulursn telkinlerine karşı işçi sınıfına bağlılığını ve partisinin propagandasını yapacak kadar cesur davranmıştı.Karşıma ölüm çıkacaksa bundan korkmam, cesaretle karşılamam gerekir dedi Dediğinide yaptı darağacına dim dik çıktı. Mahkemeye, Bir gün, mutlaka sizin yerinizde halkımız olacak, sizi ve koruduğunuz düzeni yargılayacak ve doğru kararı verecektir! diyerek seslenen, Son mektubunda ailesine ise, evlat acısının da sizin için ne derece etkili olacagını tahmin ediyorum, Ama ne kadar zor da olsa bu tür duygusal yönleri bir kenara bırakmanızı rica ediyorum Şunu bilmenizi ve kabül etmenizi isterm ki, sizin binlerce evladınız var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaşamlarını yitirecek, ama yok olmayacaklar.Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlarında yaşayacaklar diyen Erdal ın mücadelesi, idam edilişinim 30 yılında ülkenin her yerinde yapılacak olan, binlerce gencin katılacağı anmalarla gösterecek devam ettiğini... Çünkü 30 yıllık süreçde değişen bir şey olmadı 30 yıl önce de gençler muhalifler devlet gözetiminde öldürülüyordu, bu gün de aynı şekilde öldürülüyorlar. Aradaki fark 30 yıl önce askeri rejim gençleri muhalifleri öldürüyordu, bu gün de sivil rejim öldürüyor. Artık iktidarda kimin olduğunun hiç bir önemi yok... Dün(, Asmıyalımda besliyelim mi? cuntanın başı Kenan Evren) ( Bu gün Kadın Çocuk demeden gereği yapılsın Recep Tayip Erdoğan) bunlara aldanıp kanmadan sıranın bize gelmesini beklemeden sorumluluklarımızın bilinciyle ne yapabilrizi kendimize sorarak fazla geç kalmadan haklarımız için HALKLARIMIZ LA birleşelim bana necilik aymazlıgın en büyüğüdür... Saygılarımla M Çevik...
niyazicicek 11 Aralık 2010 12:58 | çorum
Bu yazıyı Evrensel de okudum paylaşıyorum, selamlar... Wikileaks tartışmalarını hep birlikte izliyoruz. Bütün bu yorumlar içerisinde hükümet yanlısı liberallerin yaptıkları yorumlar diğerlerinden bütünüyle ayrılıyor. Bunlar büyük bir yavşaklık ve iki yüzlülükle ortalığa saçılan bilgilerin hükümete yaradığını, uygulanan dış politikanın doğruluğunu kanıtladığını ileri sürüyorlar. Hükümet ise sadece gösteri yapıyor. Önemsiz bir kaç hakkında dava açacağını vb. ileri sürüyor, olayların unutulmasını bekliyor. Şimdi yayınlanan bilgilerin hükümete yaradığı ve uygulanan dış politikayı doğruladığını ileri sürenlerin iddialarına yakından bakalım. Hükümetin ve onun dümen suyundaki yavşak liberallerin iddiası neydi: iddia şuydu, AKP Hükümeti bölgede bağımsız bir dış politika izlemekte, komşularıyla ilişkileri sıfır sorunlu hale getirmeye çalışmaktadır. Ama ortalığa saçılan bilgilerden sadece ikisi bu iddianın bütünüyle yalana ve iki yüzlülüğe dayandığını açıkça ortaya koymaktadır. İlk belge şu: ABD Savunma Bakanı Robert Gates, 6 Şubat 2010da Ankarada yaptığı karşılıklı görüşmelerde, Türkiye Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ayrı görüşmelerde bir araya geldi...Gönül, Gatese radar konusundaki görüşmelerin hükümet içinde devam ettiğini belirtti. ABDnin değerlendirdiği alternatif bölgeleri soran Gönül, Türkiyenin radar sistemi yerleştirilmesi için en iyi ideal yerin Türkiye olduğunu tekrarladı.(belge no: 10ANKARA251 Gönderen makam: ABD Ankara Büyükelçiliği) (Hürriyet 1 Aralık 2010 Wikileaks Türkiye Belgelerinin Tüm Detayları) Yani AKP Hükümetinin füze kalkanın Türkiyede kurulmasını istemediğini, komşularla sıfır sorun demagojisini üst perdeden yaptığı bir dönem. Ama bu hükümetin Savunma Bakanı füze radarlarının yaygın adıyla füze kalkanı- Türkiyeye yerleştirilmesi için kulis yapıyor. Görüşmenin yapıldığı bu tarihten aşağı yukarı 10 ay sonra hükümet sözde şartlar koyarak bunların beş paralık değerinin olmadığı sonra anlaşıldı- füze kalkanına onay veriyor. Nerede komşularla sıfır sorun, nerede ABDden bağımsız politika, nerede sözde ulusal çıkarlar? Kendi halkına karşı yalan söyleyen, iki yüzlülüğü dış politika olarak benimseyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Bir diğer belge ise şu: 12 Kasım 2009 tarihli belge ABD Berlin Büyükelçiliği mahreçli ve hizmete özel damgalı. Belge, Almanya Başbakanlığı Ulusal Güvenlik Danışmanı Christoph Heusgen ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon arasındaki bir görüşmeyi özetliyor. Gordon, Alman koalisyon hükümetinin ülkedeki nükleer silahların geri çekilmesi taahhüdünü yerine getirip getirmeyeceğini sorduğunda Heusgen, Rusyanın elinde binlercesi varken, 20 diye andığımız Almanyadaki taktik nükleer silahları tek taraflı çekmek anlamlı değil. İki taraf da bunu yapmalı diyor....Gordon, bu teklifin olası sonuçlarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledikten sonra şu ifadeleri kullanıyor: Almanya ve belki Belçika ile Hollanda nükleer silahları çekerse, her ne kadar bunun gerekliliğine hala inanılsa bile Türkiyenin kendi nükleer silah stokunu elde tutması da siyaseten çok zor hale gelebilir. (Hürriyet) Bu belgenin önemi şurada, resmi ağızlarca Türkiyede atom silahı olduğu ilk kez söyleniyor. Peki ama AKP Hükümeti nükleer silahlar konusunda hangi politikayı savunuyordu? Hükümet nükleer silahlara karşı olduğunu, bölgedeki tüm nükleer silahların imha edilmesi gerektiğini, bölgenin nükleer silahlardan arındırılması gerektiğini savunmuyor muydu? Çıkıp ortalıkta yaptıkları konuşmalara bakılırsa savunuyordu. Ama ülkede, üstelik ABD denetiminde nükleer silahlar var ve bunu sadece Türkiye halkı bilmiyor, komşu halklarda biliyor. Ama Başbakan ve Hükümet üyeleri halkın karşısına geçip masal okumaya devam ediyorlar. Bu belge ve bilgileri çoğaltmak olanaklıdır. Ancak Hükümetin ABD çıkarları temelinde izlediği dış politikayı, hükümeti desteklemekte hiç kusur etmeyen liberal tayfasının yavşaklığını ve yüzsüzlüğünü anlamak için bu kadarı yeterlidir. Ama onlar şöyle diyebilirler, biz eksen kaymasının olmadığını, hükümetin ABD ile iyi ilişkiler içinde olmasını zaten savunuyorduk. Çıkan belgeler zaten bizi doğrulamıyor mu? Bunlara söylenecek şudur: yavşaklığınıza ve yüzsüzlüğünüze eklenecek sıfat uşaklıktır. ABDnin sadık uşakları olduğunuzu, onu her koşulda savunduğunuzu, hükümetin işbirlikçiliğini alkışladığınızı bir kez daha kanıtlamış oldunuz. Ama insanın sadık uşak olması için zaten yavşaklık ve yüzsüzlük gibi özelliklere de sahip olması gerekmiyor mu?
muslumcevik 08 Aralık 2010 17:49 | çorum
COPLU DEMOKIRASİ.. Değerli Okurlar hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Yazışmak Anlayıp Anlatmak topluma karşı olan duyarlılığımızdan dır. bütün bu yazdıklarımı görsel ve yazılı basından derliyerek kendi yorumumu da ekliyerek sitemizde sizlere paylaşmayı görev sayıyorum. Hepinizin izleyip takip ettiği gibi Wikileaks belgeleriyle ortalığa saçılan diplomatik gerçeklikler, medya tarafından bizim anlamamız gerektiği gibi değilde hükümetle muhalefet liderlerinin karşılıklı düelosu gibi taktim ediliyor. toplum iki ana güç üzerinden bir birilerine karşı kışkırtılıyor kemikleşmiş iki taraf haline getiriliyor.oysaki ortaya saçılan sıkandal belgeler işçi ve emekçileri gençleri işsizleri tüyü bitmemiş yetimleri bire bir ilgilendiriyor. Diğer sıcak gelişme Başbakan Dolmmabahçede üniversitelerin nasıl olacağına. öğrenciler olmadan karar vermeye çalışırken, Rektörlere de nasıl demokırasicilik oynuyabileceklerini, demokırasiyi savunur gibi yapıp, öğrencilerin tepelerine nasıl saldıracaklarını öğretirken, bizim de sözümüz var diyen öğrenciler coplanmalı, biber gazıyla boğulmalı, ve göz altına alınmalıdır... Hatta son yaşanan olayda olduğu gibi, bir genç kadın çocuğunu kaybedene kadar dövülmelidir... Diğer bir gerçekte uluslar arası savaş örgütü NATO, dünyayı yeni kanlı pilanlarının parçası haline getirirken ve ülkemiz iş birrlikçileri NATO nun, füze kalkanlarının Türkiyeye kurulmasına onay vermiş ken ülkemiz toprakları füzelerin rampası, ülkemiz gençliği emperyalistlerin kalkanı yapılmak istenirken, gençler uyutulmalıydılar... Yine örneğin, halkın yeni ve demokıratik anayasa özlemini, darbecilere, savaş yanlılarına karşı öfkesini kullanarak, referandumda evet oyu toplamak için 12 eylülde idam edilen gençlerin analarına yazdıkları mektupları sahte göz yaşlarıyla okuyup duygu sömürüsü yapılırken Diyarbakır da kadında olsa,çocuk da olsa gereği yapılmalı Mardinde 12 yaşında Uğur kaymaz 13 kurşunla taranmalı Licede 14 yaşında Ceylan havan topuyla vurulmalı, Ülkenin bir kısmın da yüzlerce çocuğun katledildiği ölü çocuklar coğrafyasına dönüştürülmeliydi...faili belli katliyamların katilleri bulunmamalı, bulunanlar yargılanmamalı, yargılananlar cezalandırılmamalıydı... Gençler arasında düşmanlıklar körüklenmeli, provakasiyonlar tertiplenmeli, her Üniversite mezunu iş bulacak diye bir kaide olmamalı, işsizlikle gençler boğuşmalı, açlıkla gençler terbiye edilmeli, uyuşturucuya gençler bulaştırılmalı, savaşlara gençler gönderilmelidir... Genç olmak, böyle bir ülke mücadelesininin parçası olmaktır. Örneğin, güncel tartışmalar eşliğinde, gençliğin söz hakkına sahip olduğu, halkın doğrudan katılarak hazırladığı bir demokıratik anayasa mücadelesinde saf tutmaktır. genç olmak savaşsız, sömürüsüz, sınıfsız bir dünya için işçi sınıfına bağlanmaktır gençliğin enerjisi bilgisi diğer sınıf katmanlarıyla birleşmesini mücadele etmesini gerektiriyor... beyefendi biz onları çağırdıkmı? pankartla bağırarak sokakları işgal ederek izinsiz gösterilerle ne demeye geliyorlar? Oysaki Bütün sınırlamalara rağmen, Anayasa da yazılıdır. herkes önceden izin almaksızın, silahsız ve saldırısız toplanma veya gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir. Bütün bu rezaletlerden sonra Emniyetçilerin sığındığı bir bahane var. Polisin Pisikolijisi Eğitimi vs Oysa biliyoruzki saldırmıyacaksınız emrini alan Polisin eğitimide, pisikolijiside, düzeliyor. yaney polise göz yuman hatta saldır emri veren siyasi iktidar veya iktidarın gözüne girmeye çalışan Amirdir. Bu emri veren İstanbul emniyet müdürü hüseyin Çapkın daha evel bu münval saldırıların emrini veren ve suça ittiği polisleri kollayan göz yuman bir tanıdık isimdir.Manisa Emniyet müdürlüğünde çoğu lise öğrencisiyken vahşice işkence gören 16 Genç bu şahsiyeti tanımaktalar. yine 2007 de izmirde kovalanırken başının arkasına isabet eden bir polis kurşunuyla ölen 20 yaşındaki Baran Tursun du O zaman da polisler, ölümü gizlemek için trafik kazası raporu düzenlemişlerdi Cinayet in faali polis tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, Öldürülen gencin isyan eden ailesi polise hakaret ten göz altına alınmıştı bu gibi amirler iş başında kalırsa polis cesaret alır, şiddet cüret kazanır bu gidiş hayra alamet gidiş değildir her ağzını açanın tepesine polis binerse bunun adına da demokırasi deniyorsa bu da hitlerden kalma bir demokırasi modelidir beyefendiye armağan olsun.... Saygılarımla M Çevik... .
niyaziozmercan 02 Aralık 2010 17:10 | çorum
KÖYÜMÜZÜ UNUTMAYALIM.. Sevgili Yaylacıklı dostları ve Site takipçileri gönül isterki güzel olumlu keyifli haberleri sık sık paylaşalım bu da her zaman mümkün olmuyor.bizim insanımız vefalıdır, iyi kalplidir, fakat bazı fısıltılar miğde bulandırıyor. bu asılsız fısıltılar nede olsa az çok etkili olabiliyor. açık fikirli öz verili insanlar bu tip konuşmaları ciddiye almıyor, doğru bildiğini yapmaya devam ediyor. Fakat çalışmaların uzağında kalan iyi niyetli kişilerimiz, görüntüye ve boş laf kalabalığına bu niye böyle diyebiliyor, yine niyazi özmercanın güzel deyimini de eklemek istiyorum Serçeye demişlerki niye bir aşağı bir yukarı uçuyorsun Serçe, dedi kodunun bir altında bir üstünde geçiyorum da ondan demiş.bu deyiminde konuyu özetlediği gibi insanımımızın nispeten şevki kırılıyor çekimserlik ağır basıyor olumlu iş yapmamız mesafe almamız azalıyor. Yinede elimizde geldiğince vefalı doslarımızın katkılarıyla Derneğimizin Öncülüğünde Niyazi Özmercan ile Müslüm Çevik tarafından alınan 30 adet çam ve çınar ağaçları demirci baba yöresine dikilmiştir ayrıca Eğitim Emekçisi Hasan Yetik öğretmenimiz geçen yıl olduğu gibi bu yılda iki adet tüplü çam fidanıni ödüyerek çalışmamızın fitilini ateşlemiştır. Sadık KIZILIRMAK isimli bir hayır sever dostumuz bu çalışmamızdan etkilenerek katkı yapmıştır. ayrıca Altın Sevinç isimli bir hayır sever bayan da 3 adet akasya fidanı ile katkıda bulunmuştur butün bu güzel çalışmalar umarız biraz sizlere moral sağlar bu tip güzel haberlerin sık sık yazlıp çoğalması için köylülerimizin derneğin yakınında olup çalışmalara katkı yapması grrekir selamlar ve saygılarlarımızla Y K Y D K D yönetim kurulu çorum..
EROL ÖZSAHIN 27 Kasım 2010 01:24 | BRILON
Selam yaylacikliLar; köyümüzün muhtarini tebrik etmek lazim.Köyümüzün kanalizasyonunu dösedigi icin basta ben yaylacikli olarak köyümün muhtari hüseyin abime cok tesekür ediyorum. Inanin devlet dairelerinde sayilan ve yerini yapan muhtarimiz köyümüzün gururudur. Yilardir senin gibi bir muhtara yaylacigin ihtiyaci vardi ve sonunda o yaylacik muhtarina ulasti tüm yaylaciklira sesleniyorum bu güzelim ve caliskan demokrat insana yardimci olalim ve yaylaciktaki göcü önlüyelim . saygiramila ÖZSAHIN EROL
hüseyin 24 Kasım 2010 17:46 |
BUGÜN SEVİNCİN HÜZÜNÜN AYNI ANDA YAŞANDIGI 24 KASIM ÖGRETMENLER GÜNÜYDÜ. TÜM ÖGRETMENLERİN "ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ" KUTLARKEN BÖYLESİ BİR GÜNDE BİR DEGERLİ ÖGRETMENİMİZİ KAYBETTİK. SOSYAL KİŞİLİGİYLE MÜTEVAZİ BİR YAŞANTISI OLAN İBRAHİM YELEN HOCAYA ALAHTAN RAHMET,SEVENLERİNE SABIRLAR DİLERİM.ELBETTE HER CANLI ÖLÜMÜ TADACAKTIR;AMA BÖYLESİ APANSIZCA TIPKI BİR ASLANIN YAVRU CEYLANI BUGAZLARCASINA ACIMASIZCA HAYATINI SONLADIRMAK KİMİN SORUMLULUGUDUR ONU BİLEMEM. ÖLMEK BU KADAR ZOR İSE YAŞAMAYA DEGMEZ DİYORUM. İBRAHİM YELEN HOCA BUGÜN ORTAKÖY İLÇESİNİN CEVİZLİ KÖYÜNDE TOPRAGA VERİLDİ.MEKANIN CENNET OLSUN HOCAM!!! HÜSEYİN ÖZSOY