Skip to content
Yazı Renkleri
Bulunduğunuz sayfa:

Ziyaretçi Defterine Yaz


yaylacik-gopsen    12 Şubat 2014 18:28 | çorum
DUYURU:
Köylümüz saadet kara geçeirmiş olduğu trafik kazasından dolayı ciddi bir şekilde yaralanmış olup,bir kaç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra,hastanenin normal katına çıkmış bulunmakta.Kazadan dolayı çok büyük bir olasılıkla iş yapamaz durumdadır.Bizlerede düşen şey bu günde arkadaşımızın yanında olmaktır.Avrupada yaşayan yaylacıklılar eğer bir yardım kampanyası düzenlerlerse,en azından ufak bir yarasına merhem olmuş olur.Bizlerde burdaki arkadaşlarımızla elimizden geleni yapacağız.Eger avuturalya derneği bu konuda bir çalışma yaparlarsa,ordaki yönetim kimdedir bilmiyoruz,onlarlada iletişime geçmek isteriz.Kazada yaralanan diğer arkadaşlar:ÖZCAN BOLAT VE HASAN ASLAN'A büyük geçmiş olsun diyorum.Şimdiden teşekkür ediyoruz.

yaylacik-gopsen    22 Kasım 2013 20:19 |
ben serkan İÇBUDAK.
Burdan sizlere bir rica ile başlayacağım.Bu yıl üniversiteye giden,arkadaşlarımız var.Bu gençler derneğimizde burs talep etmekteler.Bizim de bunu karşılayacak kadar bir bütçemiz maalesef yok.Bu çocukların hesap numaralarını sizlere gönderelim,hayır yapacak köylülerimiz,bu hassasiyeti gösterirlerse çok sevinirim.sizden bu konuda yardım bekleyen çocuklar var.bana ulaşmak isteyenler 5065841827 nolu telefondan ulaşabilirler.

serkan içbudak
yaylacık köyü yard-dayanışma kültür derneği

HÜSEYİN ENDER KURŞUN    21 Ekim 2013 19:18 | KARABÜK
üniversite öğrencileri için gösterdiğiniz her türlü çaba ve yardımlar için hepinize ayrı ayrı çok teşekkür eder,ellerinizden öperim.

Göktaş Uzuner    20 Ağustos 2013 19:08 |
Ben Göktaş Uzuner
Yayalacık Köyü muhtar adayıyım.
Sizinle birlikte çalışmaktan onur duyarım.Ben yaylacıkta yaşayan komşularımla beraber ve ayrıca yurtdışında yaşayan göpsenlilerle çalışmak en büyük arzumdur. Köyümüzün eksiklerini hep beraber konuşup, tartışıp gidereceğimizi ümit ediyorum. Bu arada avrupadaki dernek yöneticileriyle beraber çalışmaktan onur duyacağımıda bilmenizi isterim.
Not:Köyümüzün eksiklerimi ilerki tarihlerde belirteceğim.
Saygılarımla..
Göktas UZUNER

HÜSEYİN ENDER KURŞUN    31 Temmuz 2013 14:19 | ÇORUM
kursun_ender@hotmail.com
Ben bu sene BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİNİ(İNGİLİZCE)'ni kazandım ve köyümüzün derneğinden kendime burs imkanı sunulmasını rica ediyorum.Bana yardım ederseniz sevinirim.

Ismet Cicek    04 Haziran 2013 15:41 |
Sevgili babamiz Huseyin CICEK'in 29/03/2013 te vefatindan sonra ebediyete ugurlarken yanimizda olan,hislerimizi paylasarak duygulari ve varligi ile bize destek veren,elveren sizlere,tum sevenlerine sonsuz tesekkurlerimizi sunariz..
Zubeyde,ismet,oktay cicek ve tum cicek ailesi..

yaylacik-gopsen    23 Nisan 2013 18:06 |
GENİŞ PENCERE.....................Kutlu doğum haftasını merkeze koyarken çocuk bayramını yerelleştirmenin çok samimi ve sivilleşmenin bir gereği olduğu düşüncesinin geçerliliğine inanmıyorum.ikiside eğer değerse biri diğerinin ikamesi olmamalı.19 mayıs kutlamaları militarizm kokabilir doğrudur.23 nisan nasıl kokuyordu da bu kadar mahallileştirildi.bu yazımdaki amaç hiçbir şekilde şovenizm yapmak değil,katiyen ulusalcılık ta barındırmıyor.tek tepkim türkiyenin seküler dünyadan uzaklaşma edimidir.genç ,dindar olacaksa demokrasiden uzak dindarlık değil demokrasi hamuruyla şekillenmiş bir dindar olmalı.Tersi bir durumda bunun ölçütünü koyacak bir zümre doğacak ve buda türkiyeyi farklı noktalara götürecektir.bizim herşeyden önce en nihai ihtiyacımız tam demokrasidir.ondan sonrası herkes için yaşanılabilir bir ülke olacaktır.insanlar kutlu doğum haftasını da 23 nisanı da aynı çoşkuyla inandıkları gibi kutlamalı.bunu yaparken de kantarın topuzunu kaçırmamak lazım.SERKAN İÇBUDAK

Mustafa Atay    12 Mart 2013 20:10 | Esbjerg
Canımız babamız sayin Hüseyin Atay`ın 15.2.2013 tarihinde hakk`a yürümesi nedeniyle,bizleri yalnız bırakmayıp yardımlarını esirgemeyen,
başta Yaylacık köyü halkına,yurt içinden ve yurt dışından bizleri ziyaret edip veya telefon ile arayıp taziye dileklerinde bulunup,acımızı paylaşan bütün dost,akraba ve komşulara binlerce teşekkür ederiz.
Dileriz herkes istediği gibi bir ömür yaşasın. Eşi Elmas Atay
Çocukları Hıdır
Sultan
Mustafa
Fethi

Hamza Cebeci    09 Ocak 2013 23:00 |
değerli yaylacıklı kardeşlerim, köyünüzü gördüm çok güzel bir yerde .güneye bakan binalarınız harika görünüyor.oradan geçerken tehlike atlattığım köy içindeki keskin viraj acilen kaldırılmalı, tek bir canlının dahi o virajda ölmesi vicdanları sızlatır sanıyorum.ikinci olarak tesbit ettiğim husus ise güneydoğu illerinden tarım işçisi olarak gelen ve ilkel çadırlarda ve şartlarda yaşayan sizin sınırlarınız içindeki ailelerin acilen yaşam koşullarının çorum il özel idare si tarafından düzeltilmesi konusunda muhtarlığınız veya duyarlı köy halkı tarafından girişimde bulunulmalı su, elektrik,sağlıklı çadır ,banyo, tuvalet ,gibi yaşam gereksinimlerinin giderilmesi gerekir. üçüncü olarak tesbit ettiğim husus ise köy içinde haftada bir gün köy pazarı kurulması için çalışma başlatılmalı . çevrenizde ki köylerde bu pazardan çok faydalanacaktır. saygılarımla..

Huseyin ozsoy    21 Kasım 2012 21:09 |
YAYLACIK MUHTARLIGINDAN ÇAĞRI
tüm köylülerime dernek yöneticileri ve işadamlarına çağrı son zamanlarda köydes ve il özel idare tarafında yapılan köylere hizmet adı altındaki yardımlardan değişiklik yapılarak bundan sonra yapılacak hizmetlerin maliyetin yüzde 30 ile 40 arasında köylerin katkı yapması halinde aynı yıl içerisinde öncelik verilerek o köyün ihtiyacı karşılanacaktır katkı
yapmayanlar uygun zamanda devletin imkanları ne zaman uygun olursa ozaman yapılacaktır nufusu 100 altına düşen köylere kanalizasyon ve köy içi kilit taşı gibi hizmetlerde dikate alınmayacak köyümüze hiç bir katkı yapmadan yalaşık 3700 metre kare lik kısmını yapmış bulunmaktayız gerideki kalan kısım bu yüzde 30 lluk guruba dahil ortaköy ilçemizin 4 5 köynde kanalizasyon 12 köynde kilit taşı yok buralar ne zaman nasıl yapılacak malümünüzdur bu konuyla ilgili tüm vatandaşlarımın derneklerimizin görüşlerini düşüncelerini muhtarlığımıza bir hafta içerisinde bildirmelerini sagılarımla arz aderim yalacık köyü muhtarı hüseyin özsoy

SENOL ozsoy    15 Kasım 2012 13:20 |
Senol Ozsoy Izlenimleri
09-10-11- Kasim 2012 Neuerburg Almanyada Olagan Genel kurul
SEVGILI GOPSENLILER, DEGERLI DOSTLAR

Oncelikle Gopsenliler (Yaylaciklilar)yardimlasma ve dayanisma Kultur Dernegimizin emektar...
larindan sevgili baskanimiz Sayin Ismail Ozsahini tum samimiyetimle kutluyorum ve tesekkur ediyorum.

Dernegimizin kurulusu 2004 Yilindan bu gune kadar buyuk ozverilerle calisarak dayanisma ve paylasimci yonuyle gerek dernegimize, gerekse toplumumuza ornek olmus biri olarak goruyorum.

Sahsim olarak bir cok yonuyle kendisinin fikirlerinden ve yazilarindan yararlandigimida soyleyebilirim.
Boylesine guzel bir insanin dernegimizin basinda olmasinda bizler icin buyuk bir sans oldugunu dusunuyorum.

Degerli dostlar,
Basarili olmak, is yapmak, tabiki tek basinada olmuyor. Burada yeni ve eski yonetim kurulundaki tum yoneticilerimizede sahsim adina hepsini tek tek kutluyor,yaptiklarive yapacaklari calismalardan dolayi tesekkur ediyorum.

Ve siz degerli uyeler bu gune kadar dernegine sahip cikarak koyune ve koylusune yardimlarinizi esirgemeyenler.. sizlerin sayesinde koymuze bir cok calsimalarin yardimlarin yapildigida goruluyor.
Bu emek ve katkilarinizdan dolayi siz degerli uyelerede tesekkur ediyor, bundan sonrada emek ve katkilarinizi esirgemeyeceginize inaniyorum.

Simdi onumuzde onemli ve ciddi bir sinav var . Bu sinavi hep birlikte basariyla gecirmek icin tum samimiyetimizle uzerimize duseni yerine getirmemiz gerekiyor.
Yapmis oldugumuz bu genel kurulda, yeni yoneticilerimizi secerek onlara buyuk ve zor gorev vermis olduk.
Ama belirttigim gibi bizler uzerimize dusen sorumlulugu ve gorevin bilincinde olup destek olursak, secilen, yoneticilerimizinde calismalari kolaylasacak ve dahada basarili guzel hizmetler vereceklerdir.

Degerli Dostlar,

Dernegimizin olusumuyla birlikte koyumuze gercekten buyuk olcude onemli ve ihtiyac olan calismalar yapilmistir.
Sayin baskanimizin « bir elin nesi iki elin sesi var » yazisindada acikca belirttigi gibi, yol su, yemek hane, morg, agaclandirma, ogrencilerimize ve hastalarimiza yardim gibi daha cok yardimlasma ve dayanisma ornegini gostermistir.

Dernegimizin onculugunde bu onemli ihtiyaclar, hayata gecirilirken, kimileri taktir tesekkur ederken, birileride gormezlikten gelerek sessizce kiyida kosede seyirci kaldiginida gorduk ve halende goruyoruz.

Bizler dogru olmasi gerekeni yapmaliyiz, dogruyu ve yanlisi iyi anlayip, analiz ederek uzerimize dusen sorumlulugu yerine getirmemiz gerektigine inaniyorum. Hepimiz uzerine dusen gorevi sorumlulugu yerine getirsek, bilgi ve birikimlerimizi birlestirirsek inanin hersey daha kolay ve daha anlamli olacaktir.

Birlikte, dostca, kardesce, dayanisma icinde olmamizla, birligimiz ve beraberligimiz dahada guclenecektir.

Sevgili baskanimiz sayin Ismail Ozsahininde vurguladigi gibi acilar, sikintilar, uzuntuler, zorluklar paylastica azalir. Mutluluklar, sevincler, guzellikler ve dostluklar paylastikca cogalir.

Unutulmayacak kadar guzel ve organizeli iki gunluk gopsenliler bulusmasinda emegi gecen tum dostlara en icten duygularimla tesekkur eder, guzel gunlerde tekrar bulusmak dilegiyle hepinize saygilar sevgiler.
Senol OZSOY
Devamını Gör

NiyaziCicek    10 Haziran 2012 17:07 | Çorum
CHPnin Kürt meselesine ilişkin diyalogcu girişimi tartışılıyor. Diyalog arayışı önemli elbette. Hele bunu, bugüne kadar devletin savaş siyasetinin tereddütsüz destekçisi olmuş bir parti dillendiriyorsa&
Ama konu Kürt sorunu ve net olmak gerekiyor. Neyin sonuç verici olup olmadığının sayısız örneği, deneyimi var çünkü. Niyet, yöntem ve içerik net olmalı. Ve bu üç unsur aslında birbirinin içine geçmiş, birbiriyle bağlanmış durumda. Biri bile diğerlerini ele vermeye yeter. Hadi önceden niyet okumayın diyenleri dinleyip niyeti sorgulamayalım. Peki yöntem ve içerikteki, en iyimser ifadeyle, o muğlaklıklar?
Yöntem önemlidir diyor CHP. Mesela isimlendirmenin önemli olmadığını söylüyor Kılıçdaroğlu. Terör sorunu ya da Kürt sorunu! Basit bir isimlendirme meselesi midir? Çözümün eşiğinden geçip geçmemek tam da buradan geçiyor aslında. Yılların çözümsüzlüğünün temelinde terör ve güvenlik paradigması yatmıyor mu zaten? İşin matematiğidir bu. Terörden hareket edildikçe, çözüme ilişkin tek bir santim yol gidilebilir mi? Bu gerçeği bir tarafa yazalım ve unutmayalım. Ama buna rağmen, CHPnin güvenlik politikasıyla sorun çözülmez tespiti önemlidir yine de. Dedik ya, söz konusu CHPdir çünkü.
Evet, denildiği gibi yöntem de önemlidir. Peki belirlenen yöntem, içeriği kadük kılacak bir seyirde kurgulanıyorsa? MHPye endeksli bir yol haritası mesela? MHPnin savaş dışında herhangi bir çözüm arayışının içinde olmayacağı, bugüne kadar şişirilmiş ırkçı-milliyetçiliğin adresi olma fırsatını kaçırmayacağını kim bilmez ki? CHP de, AKP de bilir bunu. Buna rağmen, MHPsiz olmaz demek ne anlama geliyor? İşte burada, AKPnin tutumu tam da tüccarlıktır. MHPnin kaygılarını aynen AKP de duymaktadır çünkü. O piyasayı MHPye bırakmak istemediği için, CHPye, git MHPyi ikna et diyor. İkna olmayacağı açık olan MHPyi ikna işinde bile görünmek istemiyor ve bunu CHPye havale ediyor.
En önemlisi de, MHPnin olmayacağı zaten bilindiği için, MHPsiz süreci de şimdiden şekillendiriyor: MHP olmazsa, iki parti (CHP-AKP) yürüyebiliriz!
Neden iki parti? BDP de yok mu? Yok! MHP yoksa BDP de olmasın! Neden? Milliyetçi tabana BDPyle birlikte fotoğraf vermek istemiyor AKP! Bakın AKP, BDPyle elele dedirtmek istemiyor MHPye. Yani, MHPnin olmadığı koşullarda bile MHP yine kilit halka oluyor, AKP için. Ve tabii ki, çözüm için BDPyi asli unsur olarak görmüyor, ona ancak MHP kadar misyon biçiyor. Düşünsenize; ortada Kürt sorununun çözümü konuşulacak ve burada BDP gibi asli bir tarafın katılıp rol alması, MHP gibi çözümsüzlüğün asli unsurlarından bir partinin tutumuna endekslenecek! Yani baştan itibaren ötelenmek, tali plana itilmek isteniyor BDP. Anlamak lazım, böyle diplomatik atraksiyonlar zorunludur gibisinden argümanların ise anlaşılır bir yanı kalmamıştır artık. Kürt meselesinin geldiği aşama açısından böyle hesapların, çözümü ötelemek dışında hiçbir anlamı yoktur. Hatırlansın, seçimler dönemi de AKPnin milliyetçi söylemler kullanması birçok AKPperver tarafından normaldir, MHP oylarını almak için yapılan geçici bir taktiktir denilerek meşrulaştırılmıştı. Sonuç? Zaman zaman MHPyi sollayan, AKPye entegre bazı çevreleri bile hayret ve hayal kırıklığıyla baş başa bırakan bir İdris Naim AKPsine gelindi işte. Zira milliyetçi-şoven iklim öyle yaratıldığı yerde kalmıyor. Sonuçları oluyor. Ve kitleler zehirlendikçe, zehirleyenler de daha bir gericileşip saldırganlaşıyorlar. AKP de bugün saplandığı milliyetçi-şoven bataktan beslenerek önümüzdeki seçimler dönemine yelken açıyor. Roboskide de gördüğümüz üzere, MHPyle kolkola yürümeği çok önemseyen bir pozisyondadır AKP. Kaç zamandır üfledikleri milliyetçilik balonundan kolayca vazgeçme niyetinde değildir. O balonun havasıyla şekillendirdikleri kitle tabanını MHPye terk edip BDPyle çözüm arayışına girerler mi hiç! Çünkü çözüm niyeti yoktur.
Bu hesaplar olmasa, gerçekten çözüm niyeti olsa, AKP, CHP ve BDP yan yana bir arayışa girişse, önemli adımlar atılabilir elbette. Ama, bırakalım başka şeyleri, onbinlerce insanımızın yitip gitmesine neden olan Kürt sorununun çözümünde bile, oy ve cumhur-başkanlık hesapları daha bir öncelikli oluyor işte.
Sonuç itibariyle; AKPnin meseleye dair en gericileşmiş (Roboski, zirvedir) haline bakıp bir hamle yapmıştır yeni CHP. AKP ise reddetmemiş, en azından CHPden geriye düşme görüntüsü vermemiştir. Ama bunu yaparken, öyle bir yol haritası (MHP olmazsa BDP de olmasın) önermiştir ki, bu çerçeveyi kabul ederse, BDPyle genişletmeyi zorlamazsa tam bir tuzağa düşecektir CHP.
Bu durum, CHPnin ulusalcı-katı kanadı için istenilirdir ama CHPyi değiştirmekle meşgul imajı veren Kılıçdaroğlu ekibi için, evet, tam bir tuzaktır. Sadece AKPyle birlikte yol arkadaşlığı yaparak zaten gericileşmiş AKPnin aksesuarı olacak, onunla aynı hizada yürümekle, aynı durakta beklemekle yetinmiş olacaktır. AKPnin istediği de budur zaten. Bugünkü sıkışmışlığına, CHPnin elini tutarak destek bulmuş olacaktır. CHP de ava giderken avlanacak, yaptığı hamle onu daha da geriye çekecektir.
Yani sürecin ilerletilmesi, sanıldığı gibi ne MHPnin ne de AKPnin elindedir. Onlardan daha çok CHPnin sorumluluğu öndedir. Süreci o başlatmıştır. Samimiyse, mazaretlere sığınmadan AKPyi zorlamalıdır. Neden BDP de olmasın? sorusunu sormalıdır. Sormazsa eğer, CHPnin de meseleye AKP gibi baktığı, en azından BDPyle yürümeye istekli olmadığı ortaya çıkacaktır.
Öyle olursa ne olur? Hiçbir şey olmaz! Yani çözüm adına bir şey çıkmaz. Hem öyle ki, bu, oyalanma bile sayılamayacak kadar etkisiz, baştan kadük bir sürece dönüşür. Bir de, CHPnin yapmak istediği hamle, AKPnin CHPyi kendi hizasında tutması sonucunu doğuran bir karşı hamleye dönüşmüş olur.

NİYAZİCİCEK    09 Haziran 2012 15:11 | ÇORUM
HEPİNİZE İYİ HAFTA SONU DİLİYORUM... Gaziantepin emekçi semtlerinde gecekondular briketten yapılır, çoğunun duvarında sıva bile bulunmaz. İşte böyle bir ev düşünün, ama duvarlarında yüzlerce mermi deliği bulunan, tank ateşiyle harabeye dönmüş bir ev..
Bundan tam 36 yıl önce, 9 Haziran 1976 günü, iki devrimci komünist; İlhan Emre ve Mehmet Ali Özpolat, Gaziantepin Düztepe semtindeki o evin içinde katledildiler.
İlhan öğrenci, Mehmet Ali ise işçiydi. Gaziantepte, Halkın Kurtuluşu örgütlenmesi için yoğun bir çalışma yürütüyorlardı. Tekstil atölyelerinde, liselerde, sokaklarda, her yerde arkadaşları ile birlikte, gece gündüz demeden örgütlü mücadele içindeydiler.
Onların kaldıkları briket duvarlı ev, bir ihbar üzerine polisler tarafından 8 Haziran 1976 tarihinde kuşatıldı. Teslim olmayı reddeden devrimciler direnişe başladılar. Gaziantep Zırhlı Tugay birliklerinin de katıldığı kuşatma ile evin etrafında birkaç çember oluştu. Direnişe destek olmak isteyen Gaziantep halkı da semtte toplanmaya, sloganlar atmaya başladı.
Yüzlerce polis ve askerin ağır silahlarla, tanklarla katıldığı operasyonu bizzat yöneten ise dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersundu. Kocaman devletimiz, radyolarda kocaman yalanlar söylemeye başladı. O evde onlarca kişinin bulunduğu, bir kadının rehin alındığı, evin altında tüneller olduğu gibi yalanlara başvurdu devlet.. Oysa evin içinde, direnen iki devrimciden başka kimse yoktu.
İki gün süren yoğun çatışmada ilk katledilen İlhan Emre oldu. Çemberi yarmak isterken geceyarısı vuruldu. Evde tek kalan Mehmet Ali direnişe devam etti, 9 Haziran günü o da eve açılan tank ateşiyle katledildi. Devrimcilere dışarıdan destek olan halktan bir işçi de askerler tarafından öldürüldü. Devlet, devrimcilerin silahlarından ve cansız bedenlerinden başka, işine yarayacak hiçbir şey bulamadı o evde.
O ev, yıllarca o haliyle kaldı. Her yıl 8-9 Haziran günü devrimciler, katledilen yoldaşlarını orada andılar. O ev, Halkın Kurtuluşu direnişinin simgesidir.
Yoldaşları, İlhan ve Mehmet Alinin isimlerini, doğan çocuklarına verdi; o isimler beraber yaşıyor, beraber anılıyor.
Dizeler döktü yoldaşları onlar için;
&bu haber, kara haber / duyun ey yiğit Antepliler / ölenler / hepsi birer Şahindiler köprü başlarında / ve hepsi de Şahin gibi vuruldular yirmi yaşlarında /...
Düztepe direnişi, yurtsever devrimci hareketin mihenk taşlarından birisidir. Dönemin genç devrimcilerine, devrimcilere sempati duyanlara, velhasıl hepimize,direnme ruhunu işte bu direniş aşıladı. Gençtik, karşı koymak gerektiğini onlardan öğrendik. İki devrimcinin koca bir tugayla iki gün boyunca başedebildiğini gördük... Reformist ve parlamentarist akımlardan bizi onlar korudu o zamanlar...
Geçmişinden şikayetçi olanlardan, başkasının geçmişine sarılanlardan değiliz, geçmişimiz gururumuzdur.
İlhan ile Mehmet Aliyi, Halkın Kurtuluşu yiğitlerini saygıyla anıyorum.

niyazicicek    27 Mayıs 2012 16:01 | çorum
Değerli okurlar 27 Mayıs tarihli Evrenselden kısaltarak paylaşıyorum SELAMLAR...Başbakanın iki dudağı arasındaki söz ile verildiği bir dünyadayız!
Üstelik, devletin hastanelerinin çok büyük çoğunluğu zorunlu haller dışında kürtaj yapmıyor; çok azı da Sadece evli kadınlara, kocalarının izniyle kürtaj uyguluyor. Bu mu, kürtajın yasal hak olduğu ülke? Geçin bir kalemde... Kadın erkeksiz sokağa çıkamıyormuş diye alaya aldığımız Suudi Arabistanın bir adım önündeyiz, diye mi sevineceğiz?
Kürtajın yasak olduğu ülkelerde, tümü yoksul sınıflardan gelen on binlerce kadının illegal kürtajlarda yaşamını yitirdiği gerçeğini de görmezden gelelim. Kürtaj hak olmaktan çıktığında, bunun bedelinin kadın ölümleri olacağını görmek çok mu zor? Amerikada kürtajın yasak olduğu eyaletlerde yasa dışı kürtajlarda ölenlerin yarısı çoğu Afrika kökenli Amerikalılar; diğer yarısının çoğu da Porto Rikolular... Genetik yatkınlık değil elbette; insan ölümüyle kendini gösteren yoksulluk gerçeği!
Üstelik, kadını bu kadar düşünen, kadına dair en yetkili ağızlardan fetvalar veren bir hükümetin yönettiği ülkede; şiddet, cinayet, tecavüz, taciz; ne kadar aşağılık suç varsa, almış yürümüş. Üstelik, bu suçlara bulaşanlar kolayca aklanıyor; tahrik indirimi ile en hafif cezalara çarptırılıyorlar. Bakın işte, dünkü Haber Türk gazetesi... Sürmanşette Başbakanın Kürtaj cinayettir sözü var. Bildik sözler... Hemen yanında iki haber, birinin başlığı Şaşırtan tahrik, diğeri Taksitle kız sattılar... İlk olayda, Eşi ve kumasıyla birlikte yaşayan bir adamın, kumasının kardeşiyle birlikte olması, eşi boşanmak istemeyince de onu öldürmesi ile ilgili bir dava haberi. Karım başkasıyla ilişkiye girdi demiş ve tahrik indirimi almış, müebbet hapisten kurtuluş bu adam. Şimdilik Yargıtaydan dönmüş mesele... İkinci vaka; 17 yaşında bir genç kızın 66 yaşındaki emekli öğretim üyesine satılması meselesi... İki taksit halinde 25 bin liraya... Daha kaç olay, kaç dram var; bu ikisi sadece zamanlama ile ilgili bir yanyana gelme... Ne diyeceğiz?
Kadın bedeni üzerine kurulu hamasi siyaset nutukları sürecek gibi görünüyor; 34 insanın savaş uçaklarıyla katledildiği trajediyi bile kürtaj çıkışına meze yapmaktan kaçınmayan bir zihniyet var orta yerde. Dün de Her kürtaj bir Uluderedir diyor Başbakan. İdris Naim Şenerin açıklamalarından rahatsız olan Başbakanın sözü bu!
Sözün önü de var; Yatıyorsunuz kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz, her kürtaj bir Uluderedir. Evet, yatıp kalkıp Uludere demeye devam edeceğiz; bugün bile katliamı meşrulaştıran açıklamalar geliyorsa; suçlular hâlâ yargı önüne çıkarılmadıysa, bu cinayeti, bu katliamı unutmayacağız, unutturmayacağız!
Ne demiştik hepbirlikte; Katır sırtında ölüler, unutursam kalbim kurusun...
AKP Genel Merkez Kadın Kolları 3. Olağan Kongresinde devlet eliyle işlenmiş bir katliam ile kadınların en doğal ve yasal hakları arasında böyle bir koşutluk kuran zihniyeti, nasıl yorumlayacağız ki? Ne diyeceğiz? Bir yanı; Uludere Katliamını küçümseme, aşağılama tutumu; öbür yanı kürtaj karşıtı dinci propagandanın somut gerçeğe dönüşmek üzere olduğu gerçeği...
Kadınların bedenine bir kez daha, dini referanslarla tahakküm kurmaya çalışan, aslına rücu etmiş bir iktidar var karşımızda... Dini referans sözü yanıltmasın, hedefini açıkça söylüyor Başbakan, din burada kullandıkları bir araç. Kürtaj ve sezaryen karşıtlığını Türk milletinin dünya sahnesinden silinmesi için sinsi bir plan olarak açıklıyor ve ekliyor: Bu millet muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacak, çıkmalıdır. Bunun için de genç dinamik nüfusa ihtiyaç var. İnsan ekonominin temelidir. İnsan varsa ekonomi var, sermaye, üretim ve tüketim var. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Bunun için genç nüfusu artırma gayreti içinde olacağız. Aksi halde 2037de ihtiyar bir nüfusla gerileme dönemine gireriz.
Tüm dert budur; tüm plan budur. Ne insan canı umurunda, ne kadın, ne genç... Başka hiçbir şey umurunda değil bu iktidarın. İktidarını genç nüfus yoğunluğuna, yani ucuz iş gücüne bağlamış bir ekonomik modeldir kafasındaki... Türk milletini sayısal olarak artırmaktan medet umar hale gelmiş, tüccar siyaset kafası...
Doğumu sıkıntılı olmuş bir siyasi iktidar. Ağır bir ekonomik krizin ardından, cumhuriyetin çözemediği kronik sorunlar toplamını çözmek iddiasıyla doğmuş; Amerikancı neomuhafazakarlar ile yerli neoosmanlıcıların kırması; tek adamcı, ılımlı İslamcı bu neoliberal bir politik akım; Amerikan müdahaleli bir sezaryen doğum ile ortaya çıkarıldı bu ülkede...
Statükocu muhalefetin saçmalıkları ile bugünlere taşındı. 10 yıldır bu gereksiz doğumun ceremesini çekiyoruz; aldırmak için çok mu geç acaba*

niyazicicek    27 Mayıs 2012 15:23 | çorum
Site takipçilerine saygılarıla...
Yücel Sarpdere
ysarpdere@gmail.com Diyor ki devlet-i laga luga mesela;
Alkollü araç kullanmak suç olup, insanın canına kastetmek gibi muamele görmesi uygun olur.
Fakat devlet insan öldürebilir!
Ama bu öldürmeden sayılmaz&
Görevden sayılır!
Ya da, kutsal nutukçu kürsüden, insan hayatının ne kadar kutsal ve değerli olduğunu anlatır&
Avazı çıktığı kadar bağırır;
Her şey insan için olup&
Zaten onlar hep insanlık için çalışır.
Fakat aynı kutsal nutukçu devlet insan öldürdüğünde, öldürülenin insanlık sınıfından olmadığını bağırır;
Onlar zaten kaçakçıdır!
Yani zaten baştan kaybedenler tarafındandır.
Yani zaten baştan itibaren öldürülmeyi hak etmişlerdir.
Yani zaten günün birinde nasıl olsa öldürüleceklerdir.
Ha tabancayla olmuş ha bombayla&
Ha mayınla&
Ha havanla&
Ha tek tek&
Ha toplu!
Ne fark eder&
Onlar, onlardır&
Onlar sınırdandır.
Onlar öte taraftandır.
Başka ırktandır.
Ne olmuş yani vurdularsa.
Niye bu kadar bağrılmaktadır, anlaşılmamaktadır?
Üstelik para da vermişlerdir sus payı için.
Hem de normal insan öldürme bedelinin üstünde!
Yani zamlı tarife&
Ne diyor kutsal nutukçu:
Öldürdük, ama parasını verdik!
Yani, parasını veririz, öldürürüz!
****
Peki ama, insan hayatı kaç para?
Kaç paraya çocuğunuzun canını verirsiniz Azrail kılığına girmiş, kan alıcıya?
Kaç paraya toplarsınınız babanızın parçalanmış bedenini, kollar bir tarafa, bacaklar bir tarafa dağılmış, devlet tarlasında?
Kaç para eder, evladının kanlı bedenine sarılmış ağıtlar yakan ananın feryatları acaba?
Bir canın bedeli;
Ölçüsü nedir?
Gramla mı?
Metreyle mi?
Kıratla mı?
Neyle ölçülmektedir bir insanın&
İnsanların hayatı bağımsız yargınızda?
Nedir bir cinayetin&
Pardon!
Öyle ya, devletin öldürdükleri cinayetten sayılmaz!
Devlet insanları öldürür, ama bu cinayet olmaz.
Katliamlar olur, öldürmeden sayılmaz.
Onların ki görev icabıdır.
Öldürülenler ise zaten haindir, kaçakçıdır&
Zaten ne diyor kutsal nutukçu;
Ne olmuş yani?
Zaten parasını da verdik.
Neden hâlâ susmuyorsunuz?
Artık sesinizi kesiniz.
Biz hükümranız;
Öldürürüz,
Öldürürüz, zorda kalırsak parasını veririz
Diyor ki devlet-i laga luga mesela;
Alkollü araç kullanmak suç olup, insanın canına kastetmek gibi muamele görmesi uygun olur.
Fakat devlet insan öldürebilir!
Ama bu öldürmeden sayılmaz&
Görevden sayılır!
Ya da, kutsal nutukçu kürsüden, insan hayatının ne kadar kutsal ve değerli olduğunu anlatır&
Avazı çıktığı kadar bağırır;
Her şey insan için olup&
Zaten onlar hep insanlık için çalışır.
Fakat aynı kutsal nutukçu devlet insan öldürdüğünde, öldürülenin insanlık sınıfından olmadığını bağırır;
Onlar zaten kaçakçıdır!
Yani zaten baştan kaybedenler tarafındandır.
Yani zaten baştan itibaren öldürülmeyi hak etmişlerdir.
Yani zaten günün birinde nasıl olsa öldürüleceklerdir.
Ha tabancayla olmuş ha bombayla&
Ha mayınla&
Ha havanla&
Ha tek tek&
Ha toplu!
Ne fark eder&
Onlar, onlardır&
Onlar sınırdandır.
Onlar öte taraftandır.
Başka ırktandır.
Ne olmuş yani vurdularsa.
Niye bu kadar bağrılmaktadır, anlaşılmamaktadır?
Üstelik para da vermişlerdir sus payı için.
Hem de normal insan öldürme bedelinin üstünde!
Yani zamlı tarife&
Ne diyor kutsal nutukçu:
Öldürdük, ama parasını verdik!
Yani, parasını veririz, öldürürüz!
****
Peki ama, insan hayatı kaç para?
Kaç paraya çocuğunuzun canını verirsiniz Azrail kılığına girmiş, kan alıcıya?
Kaç paraya toplarsınınız babanızın parçalanmış bedenini, kollar bir tarafa, bacaklar bir tarafa dağılmış, devlet tarlasında?
Kaç para eder, evladının kanlı bedenine sarılmış ağıtlar yakan ananın feryatları acaba?
Bir canın bedeli;
Ölçüsü nedir?
Gramla mı?
Metreyle mi?
Kıratla mı?
Neyle ölçülmektedir bir insanın&
İnsanların hayatı bağımsız yargınızda?
Nedir bir cinayetin&
Pardon!
Öyle ya, devletin öldürdükleri cinayetten sayılmaz!
Devlet insanları öldürür, ama bu cinayet olmaz.
Katliamlar olur, öldürmeden sayılmaz.
Onların ki görev icabıdır.
Öldürülenler ise zaten haindir, kaçakçıdır&
Zaten ne diyor kutsal nutukçu;
Ne olmuş yani?
Zaten parasını da verdik.
Neden hâlâ susmuyorsunuz?
Artık sesinizi kesiniz.
Biz hükümranız;
Öldürürüz, zorda kalırsak parasını öderiz!

evrensel.net


209
Ziyaretçi Defteri Kayıtlar
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 »

Rasgele Resim

FACEBOOK

GOPSEN_YAYLACIK
      

Şiir Köşesi

Şiir Köşesi

ILETISIM BILGILERI

Dernek iletişim:

Adres:
Am Feldrain 76
D-50999 Köln
DEUTSCHLAND
 
 
 
Almanya: 00 49 2236 3028170
 
 
 
 
 
Belçıka: 00 32484 544538
Fransa: 00 33648 124486
Danimarka: 00 45 751 23 674
Avustralya: 00 613 84003652
Türkiye: 00 90 364 494 2136
Fax: 00 49 2236 3028170
E-Mail:
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır ; Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır ; Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
www.gopsentv.com  - www.yaylacik-gopsen.com
Hesap Numarası:
SPARKASSE KÖLNBONN
IBAN: DE08 3705 0198 1900 0871 96
SWIFT / BIC: COLSDE33XXX

 

Duyurular

AÇIKLAMA ve ÖZÜR

AÇIKLAMA ve ÖZÜR

Değerli Üyelerimiz,

Hesaplarından aidatları çekilen arkadaşlarımızın da bildiği gibi, son iki aydır bazı sorunlar yaşanmaktadır. Bazılarımızın hesabından ikikez çekilip, tekrar geri ödeme yapılmış, bazı üyelerimize de geri iade edilmemiştir.

Bildiğiniz gibi, Avrupa Merkez Bankası ve bağlı tüm Alman Bankaları havale, çek ve para çekme işlemleriyle ilgili köklü değişiklikler yapmışlardır. Bu değişikliğe derneklerin aidatları çekme ve havale yollama işlemleri de dahildir. Bu nedenle bizim hesap işlemlerinde de değişiklikler olmuştur.

Bu işlemler yapılırken, sistem daha uyarlanmadığı için hatalar oluşmaktadır. Elimizde olmayan bu nedenlerden dolayı oluşan hatalar nedeniyle özür dileriz.

24.09.2013 Günü banka ile yaptığımız toplantı sonucu, banka hatalı olduklarını kabul etmiş ve bu eksikliklerin en kısa sürede giderileceğini, ayrıca dernek zarara uğramışşsa bunu karşılayacaklarını belirtmişlerdir. Üyelerimizden ve derneğimizden özür dilediler, bu özürü yazılı olarakta ileriki günlerde bize ulaştıracaklarını bildirdiler (mektup elimize ulaştığında sizlerle de paylaşılacaktır).

Oluşan bu hatadan dolayı üyelerimizin zarara uğramaması için elimizden geleni yapacağımızı bilmenizi isteriz. Tüm hesaplar kesinlik kazanınca, hangi üyelerimizden fazla aidat çekilmişse, onu gelecek ayın aidatıyla telafi edecegiz.

Yeniden özür diler, sabır, anlayış ve katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz...

Saygılarımızla!

Avrupa-GYDKD Yönetim Kurulu



KAHVALTIYA DAVET

Sample Image DAVETİYE  Sample Image

 

Avrupa Göpsenliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyelerine, Göpsenlilere ve Dostlarına hizmet sunmaya devam ediyor...

 

Hollanda-Amsterdam (26-27 Ocak 2013), Belçıka-Antwerpen (8-9 Mart 2013) ve Fransa-Lyon (18-20 Mayıs 2013) buluşmalarından sonra,

 

şimdide  16.06.2013 Pazar günü saat 10:30 da Köln'de ASMALI KONAK'ta (Keupstr. 44-46) kahvaltıda buluşuyoruz.

 

Gönlümüzde, yüreğimizde ve aklımızda geçenleri paylaşmak, dostlarımız ve sevdiklerimizle özlem gidermek, eksiklerimiz ve hatalarımız üzerinde konuşabilmek ve güzel işler yapabilmek, projeler üretmek için kahve bahane olsun, hoş bir sohbette buluşalım istedik.

 

Tüm dostlarımızın, sevdiklerimizin ve üyelerimizin davetli olduğunu bilmelerini ve bu buluşmaya katılarak, sevgi ve coşkularını katmalarını bekliyor ve diliyoruz.

 

Sevgili Dostlar,

Değerli Göpsenliler

Saygıdeğer Üyelerimiz

Sevgili Gençler ve Çocuklar,

Dostluk ve sevgi temelinde bir acı kahvemizi içmeye bekliyoruz.  Bu davetimize katılırak, paylaşım temelinde sevinçlerimizi, mutluluklarımızı, sıkıntılarımızı ve acılarımızı konuşma ve dertleşme fırsatı bulmamıza yardımcı olmuş olacaksınız.

 

Sizleri bekliyoruz.... ve kendi evinizde hissettiğiniz bir ortamda görüşmek üzere....

 

Saygılarımızla!

 

Avrupa-GYDKD Yönetim Kurulu



DUGUNUMUZ VAR Dilan ve mehmetin dügünü

YENİ YAZILAR
Sayın Hasan TÜZÜNER' in kaleme aldığı
"UZAKLARDA BİR KÖY"
ve
"YAYLACIK - DERNEK DENETİM -TOPLANTI - KATKI VE NİTELİK"
YAZILARI, KENDİ KÖŞESİNDE OKURLARIMIZA SUNULMUŞTUR...

Kendilerine verdiği emeklerden dolayı teşekkür eder, saygılarımızı sunarız!

SİTE YÖNETİMİ


Mehmet Özay' ın Kırkı

10.04.2001 Tarihinde hakka yürüyen
rahmetli Mehmet Özay’ın
(Tülay Sarımercan’ın amcası)

kırkının yemeği yedirilecektir.

Tarih:
 29.05.2011 Pazar günü saat 13:00

Yer:
 Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF)
 Ezgi Center (50933 Köln, Stolberger Str. 317)

Tüm sevenleri  ve dostları davetlidir..

Saygılarımızla!

Ailesi ve yakınları adına: Tülay ve Hasan Sarımercan



Engelliler, Göpsen-Almanya İnsanlık Köprüsü ve Anma Yemeği nde Göpsen de (YAYLACIKta) Yeniden

Engelliler,  “Göpsen-Almanya İnsanlık Köprüsü” ve Anma  Yemeği’ nde Göpsen’ de (YAYLACIK’ta) Yeniden Buluşuyor!

Sample Image Sample Image Sample Image Sample Image Sample Image

“ Göpsen’ deki Engellilerle Almanya’daki Engellileri Buluşturma”  projesi ile başlattığımız etkinlikler çerçevesinde bu  yıl üçüncüsünü gerçekleştireceğimiz buluşma ayrı bir önem taşımaktadır.

2009 Yılında gerçekleşen birinci buluşma, tanışma, kaynaşma ve sorunları konuşma ve karşılıklı küçük hediyelerin verilmesi şeklinde geçmiştir.

2010 Yılında gerçekleşen buluşmada ise, bir adım daha ileri gidilerek, gereksinim duyan engelli kardeşlerimize, Lebenshilfe Porz/ Köln ve onun bir kuruluşu olan WMB Rösrath’ ın katkılarıyla yürüme aleti, tekerlekli sandalyeler temin edilmiştir.

Bununla da yetinilmemiş, durumu yerinde tespit edilen ve eğitimine devam etmek isteyen bir genç kardeşimize de elektrikli ve benzinli bir engelli aracı temin etmek için büyük uğraşlar verilmişitr. Derneğimizin çağrıları, dernek üyemiz  ve köylümüz sevgili Yalçın Çevik kardeşimizin  yoğun çabaları sonucu,  Hollanda’da yaşayan ve ismini açıklamak istemeyen bir yardım severin bağışıyla araç satın alınmış ve engelli kardeşimize, dernek temsilcilerimizin, Çorum derneğimizin yöneticilerinin,  muhtarımızın ve basının da hazır bulunduğu törenle teslim edilmiştir.

Yine 2009 ve 2010 da Çorum’ da engellilere hizmet veren  ilgili kurum ve kuruluşlarla yapılan çalışmalara ve etkinliklere kendi engellilerimizde dahil edilmiştir. Yapılan görüşmelerle de, bu kurumların engellilerimize ve ailelerine sahip çıkmaları, onlara gereken desteğin ve hizmetin verilmesi için girişimlerde bulunulmuştur.

Üçüncüsünü gerçekleştireceğimiz bu yılki buluşma 02.06.2011 tarihinde yine Göpsen’ de olacak. Çok sayıda  engelli misafirinde katılacağı buluşma, yukarda da belirttiğimiz gibi, iki yönüyle ayrıca önem taşımaktadır.
Birincisi, bu buluşmada verilecek yemek dolayısıyla, genç yaşta aramızdan ayrılan,  ailesini ve tüm Göpsenlileri derinden üzen rahmetli Şenol İçbudak’ı anmış olacağız. Eşi ve çocuklarının isteği üzerine verilecek bu yemeğin, onun ruhunu şad edeceğini,  hayırlara vesile olacağını, içerden ve dışardan gelen engelli ve engelsiz tüm katılanların, O’na bildikleri dillerde, rahmet okumalarını ve dua etmelerini sağlayacak. Kendisinin de bir yardımsever olduğunu bildiğimiz, kardeşimizi de bir kez daha  anmış olacağız. Bu nedenle, aileye bu duyarlılığından dolayı teşekkür eder, yaptıkları bu hayırın tanrı katında da kabul bulmasını diliyoruz.

İkincisi ise, uzun süredir engelli olan bir kardeşimizin toplum yaşamına kazandırılması, evi dışındaki günlük gereksinimlerini giderebilmesi ve ailesinin üzerindeki yükünün hafifletilmesi amacıyla Lebenshilfe Porz/ Köln ve onun bir kuruluşu olan WMB Rösrath  ve Sevgili Yalçın Çevik kardeşimizin büyük çabaları sonucu,  yine Hollanda’da yaşayan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir hayırseverin katkıları ve derneğimiz aracılığıyla temin edilen elektrikli aracın teslim edilmesidir. Dileğimiz, bu gibi katkı ve yardımların sürmesi ve gereksinim duyan insanların yardımına anında koşulmasıdır.

Bu buluşamın bir başka anlamı da, muhtarımızın iki yıl önce vurguladığı ve tanımladığı “Göpsen-Almanya İnsanlık Köprüsü” nün kurulmasıdır.

Bu gibi anlamlı ve insanı açıdan huzur verici duyarlılık ve paylaşımların verdiği iç rahatlığını, maddi ve manevi tadı oradaki herkesle paylaşmaya bekliyoruz. İnsan olarak, Göpsenli olarak, dernek üyesi olarak en önemlisi  duyarlı birer varlık olarak,  dostluğumuzu ve  sevgimizi birleştirip, acıların ve sıkıntıların azalmasına, mutluluk ve sevinçlerin çoğalmasına ortak olalım...

Gelin canlar, bunları birlikte yaşayalım, birlikte paylaşalım, birlikte neşelelim, birlikte hüzünlenelim...

İki haziran ikibin onbir de Göpsen’ de buluşmak dileğiyle....

GYDKD – Avrupa, YYDKD-Çorum, Yaylacık Köyü Muhtarlığı



Futbol Turnuvası ve Mangal Partisi


DUYURU

Değerli üyelerimiz, Değerli Göpsenliler ve Sevgili Dostlar,

Derneğimiz, sizlerin istek ve görüşleri doğrultusunda

“Futbol Turnuvası ve Mangal Partisi”

düzenlemiştir.

24.04.2011 Pazar günü yapılacak etkinlik saat 12:00 de

SC NORD
Rixdorfer Str. 56
51063 Köln (Mülheim)

adresindeki FUTBOL SAHASI’ında yapılacaktır.

İsteyen arkadaşlar takımlarını oluşturup (7 kişilik), 20.04.2011 tarihine kadar aşağıdaki telefon veya mail adresleri aracılığıyla dernek yönetimine bildirebilirler.

Organizyonun daha güzel olabilmesi için katılmak isteyen ailelerin önceden bilgi vermeleri rica olunur..

Ayrıca, bu organizasyona dernek üyesi olsun yada olmasın tüm dostlarımızın davet edilmesi, katılımın sağlanması için destek verilmesi, herkesin çaba harcaması ve sevdiklerimizin bilgilendirmesinin bir görev sorumluluğunda yapılması gerekliliğine inanmaktayız.

Vereğiniz destek, alacağınız görev ve katkılarınızdan dolayı  teşekkür ederiz.

Turnuvada görüşmek dileğiyle.... Saygılarımızla!

GYDKD – AVRUPA Yönetim Kurulu

Göpsenliler (YAYLACIKLILAR) Yardımlaşma ve Dayanışma Kültür Derneği 
                  (Kulturverein zur Solidarisierung mit den Menschen aus Göpsen e.V.)

ADRES:    D- 51469 Bergisch Gladbach, Mülheimer Str. 232       

TEL.:  00 49 2202 97 90 621  - 00 49 221 17 03 965  - 00 49 221 680 89 787
          00 49 172 24 54 129 - 00 49 172 89 25 460 - 00 49 177 57 82 584

FAX:   00 49 2202 9790623 - 00 49 221 170 44 62
@ :    site@yaylacik-gopsen.com; gopsenli@hotmail.de;  gopsenli@gmx.de

         www.yaylacik.eu - www.yaylacik.dewww.yaylacik.nl - www.gopson.com 

                               www.yaylacik-gopsen.com  

 



Antwerpen Toplantısı

ANTWERPEN (BELÇIKA) TOPLANTISI

Değerli Arkadaşlar,
Sevgili Dostlar,
Daha önce (18.10.2010 tarihli) mektubuzda da belirtiğimiz gibi, derneğimizin çalışmaları  ve geleceği hakkında çalışmalar yapmak amacıyla iki tane bölgesel toplantının yapılacağını belirtmiştik.
Bunlardan birincisi, 13 Kasım 2010’ da Brilon’da gerçekleştirildi. İkinicisinin de Belçıka’daki temsilcilerimiz, üyelerimiz ve arkadaşlarla yapılan görüşme sonucu tarihi kararlatırıldı. Bu toplantının
27 Şubat 2011 tarihinde saat 12:00 te Antwerpen’de
yapılması uygun görüldü.
Burada yapılacak bu toplantının, daha verimli geçmesi ve doğru kararların alınabilmesi için
 o çevredeki üyelerimizin, köylülerimizin ve dostlarımızın tümünün katılması beklentimizdir.
Bu toplantılara katılarak, kendi düşünce ve görüşlerinizi toplumla paylaşacak, kararlara yön verecek ve derneğimizin geleceği hakkında söz sahibi olacaksınız.
Yapılacak bölgesel toplantılara, dernek üyesi olsun olmasın, çocuklarımız, gençlerimiz, yaşlılarımız, köyümüz, köylülerimiz ve dostlarımız hakkında söyleyecek sözü olan herkes katılmalı ve düşüncelerini, beklentilerini ve eleştirilerini bizlerle paylaşabilmelidir...
Katılmak isteyenlerin, organizasyona yardımcı olmaları açısından, kaç kişi ile katılacaklarını aşağıdaki telefonlardan birine bildirmeleri (ya da yanıt olarak E- MAIL yazmaları) rica olunur

Saygılarımızla!

Avrupa-GYDKD Yön. Kur.

Organize: Bursal Mercan, Besin Özşahin (Tel.: 0032 477 511090 – 00 32 32 383946 / 0032 477 661399 . 0032 32303633 / yada derneğimizini irtibat telefonlarından - aşağıdaki telefon numaralarından) birini arayabilirsiniz....
___________________________________________________________________

Göpsenliler (YAYLACIKLILAR) Yardımlaşma ve Dayanışma Kültür Derneği
(Kulturverein zur Solidarisierung mit den Menschen aus Göpsen e.V.)

ADRES:    D- 51469 Bergisch Gladbach, Mülheimer Str. 232       

TEL.:
  00 49 2202 97 90 621 - 00 49 221 17 03 - 00 49 221 680 89 787
            00 49 172 24 54 129 - 00 49 172 89 25 460 - 00 49 177 57 82 584

FAX:   00 49 2202 9790623 - 00 49 221 170 44 62
@ :    site@yaylacik-gopsen.com; gopsenli@hotmail.deBu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
www.yaylacik.eu
- www.yaylacik.dewww.yaylacik.nl - www.gopson.com
                        www.yaylacik-gopsen.com



DUYURU / RESUL ARSLAN - ISTANBUL DUYURU / RESUL ARSLAN - ISTANBUL

İstanbul Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, 12 yaş altı işitme problemi olan, maddi durumu kötü, hiçbir sağlık güvencesi olmayan fakir çocukların tüm tedavi masrafları ve kullandıkları işitme cihazının ücretsiz karşılanacağına dair açıklamada bulunmuştur.
İhtiyaç sahipleri bağlantı kurarlarsa geçerlilik koşullarını araştırabilirim...

Resul Arslan / Istanbul
resul_arslan@mynet.com


Bilgi Değişimi-Dernek-Planlama

Bilgi Değişimi-Dernek-Planlama

 

Değerli Üyelerimiz,

Sevgili Göpsenliler, Değerli Dostlarımız,

 Derneğimizin geleceği ve yapacaklarımız hakkında kendimizi sorguladığımızda pekte iyi bir yerlere gelemediğimizi anlayabiliyoruz. Bu sorgulamayı, biz yöneticilerle birlikte, sevgili üylerimizin, Göpsenlilerin ve bugüne kadar yakınımızda olan değerli dostlarımızın da  yapmaları gerektiğine inanıyoruz.

Derneğimizin kalıcılığı ve geleceği için bu sorgulamanın yüksek sesle yapılmasının ve bununda üyelerimiz ve yönetimle paylaşılması gerektiği kanısındayız. Buna olanak sağlamak için, bu yıl sonuna kadar, biri Brilon (ALMANYA) diğeri Antwerpen (BELÇIKA) olmak üzere iki tane bölgesel toplantı yapmak istiyoruz.

Bu toplantılarda, „derneğimizin geldiği yer, yapamadıklarımız, çalışma sistemimiz, yönetim-denetim-disiplin-danışma ve diğer kurumlardaki aksaklıklar,  yapmak istediklerimiz, gençlerimizin ve kadınlarımızın aktif rollleri, program, tüzük, genel kurul“ konuları (ve ayrıca katılımcıların görüşleri) üzerinde konuşulacak, görüşler ve öneriler toplanacak, derneğimize yeni bir yol haritası çıkarılacaktır. (BİLGİ NOTU: Ayrıca bu mektup internet üzerinden de tartışmaya açılacak, katkı sunmak isteyenler tarafından konunun tartışılması sağlanacaktır).

 



ikinci özürlüleri bulusturma günü Dernegimizin destek ve katki sundugu Muhtarligimizin ve corum dernegimizin organize ettigi bulusma günü 06.06.2010 Pazar günü yapilacak. WMB Yetkilileri  (Almanya Rösrath`taÖzürlülere Barinma va Egitim sunan kurum )da Tekerlikli sandalye, yürüme aleti ve degisik hediyelerle  katkida bulunacaklarir. Ayrica gecen yil yaptiklari ziyarette cok menun olduklarini ve yeniden biraraya gelmek istediklerini Baskanimiz sayin İsmail Özşahine bildirmişlerdir. Bu vesile ile Başkanımız Çorum dernek basşkanımız sayın Niyazi Özmercan vede Köyümüz muhtarı Sayın Hüseyin Özsoyla irtibata geçerek gerekli organizasyonu yapmışlardır.
Köylülerimizin kendisini yanlız bırakmayacagını umut ediyor bu gezininde köyümüz ve köylülerimiz vede özürlülerimiz için bir umut ışığı olmasını temenni ediyoruz

GYYDK  Köln

ÖRGÜTLÜLÜK / İsmail Özşahin

AÇIKLAMA ve DUYURU

Köln, 09.05.2010

 Sample Image

Değerli Üyeler,
Sevgili Göpsenliler,

Üzülerekte olsa, son zamanda yaşamakta olduğumuz ve mahküm bırakıldığımız „DUYARSIZLIĞI, İLETİŞİMSİZLİĞİ, BANA NE'CİLİĞİ, SORUMSUZLUĞU hatta VURDUM DUYMAZLIĞI“ sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Değişik zamanlarda (yani sıkıntıların olmadığı herşeyin yolunda sanıldığı zaman) paylaşımdan, dayanışmadan, yoldaşlıktan, kardeşlikten, barıştan, mücadeleden, emekten, acılarlardan, siyasetten, kurtuluştan ve nice şeylerden söz ederek, kendilerinin bu mücadelerde var olduklarını, iyinin, güzelin ve doğrunun sürekli destekçisi olacaklarını, kötünün, yalanın, talanın ve sömürün karşısında ve takipçisi olacaklarını yineleyen bizler, üyelerimiz, Göpsenliler, dostlarımız ve sevenlerimiz ne yazıkki sınıfta kalmıştır. Hani hep diyorduk ya; „acılar ve sıkıntılar paylaşıldıkça azalırlar, sevinçler ve mutluluklar paylaşıldıkça çoğalırlar“ ne yazikki bunu da yapamadık, bunu bile başaramadık….

Birliktelikten, dayanışmadan, paylaşımdan, … söz ettik, bölündük, parçalandık, azaldık ve güçsüzleştik… Bunuda başaramadık….

Eğitimden, okuldan, sağlıktan, başarıdan ve gelecekten, … söz ettik, birlikte çözebileceğimiz sorunları konuştuk, gelecek için umuttan söz ettik; olmadı „umutlarımıza“ kurşun yağdırdık….

Çocuklarımızdan, gençlerimizden, kadınlarımızdan ve onların özgür, güvenilir, sağlıklı geleceklerinden söz ettik; onların bir araya gelmemesi için sorunlar ürettik.

Dernek, dayanışma, güçbirliği dedik, o amaçla başımızı yola koyduk, sonunda „böl,parçala yönet“ oyununa kurban gittik.

Köyümüz, köylümüz, … dedik, onları da boylarına ve ceplerine göre gruplara ayırdık, yenilen yemeklerin kalitelerine göre isimlendirdik…

Bunların hiçbiri de yetmedi, düğün, cenaze ve kurbanlarımızı da sınıflandırdık. Ya kimimiz, o daha önce milletin efendisi olan „köylümüzü“ artık kendimizden saymıyoruz, ya da boyuna ve cebine göre önem grubuna yakıştırıyoruz. Bunu artık cenazelerimizde ve kurbanlarımız da da yapmaya başladık ve sonucununda nereye gideceğini tahmin edelim artık… Başkasının yıllarca beceremediğini kendimiz yapıyoruz.

Sonuncusuda (daha birçok neden var ama…) herşeye rağmen aramızdaki iletişimsizlik, yüzyüze ve gözgöze konuşamama, bugünkü teknolojiyi bu amaçla kullanamama ayıbımızdır. (Eğer bunu çocuklarımız aracılığı ile de kullanamıyorsak o da ayrı bir iletişimsizlik ayıbı sayılmalıdır.)

Bu sonuca nereden mi vardık, diye sorarsanız size kısaca birkaç örnek:

1.    Seksenli yıllardan sonra köyümüzdeki yıkım, talan, göç, emeğe ve toprağa hor bakma…

2.    Son yirmi yıllık köyümüzdeki muhtarlık seçimleri ve sonuçları…

3.    Derneklerimizin (Avrupa-Avustralya-Çorum) kuruluşları ve sonrası yaşanılanlar…

4.    Bunca yaşananlara nazaran, emekçilerin ve yoksul köylülerin alınterleriyle meydana gelen okul, sağlıkocağı, cemevi, morg, yollar, çeşmeler, internet,… vs bunların nasıl kullanıldığı…

5.    Son birkaç yıldır derneğimizin sitesi herkes tarafından bilinmesine karşın, ölülerimize ve ölü yakınlarına yönelik yazılan mesajlar

6.    Düğünlerimizin sitemizde yayınladığımız halde aynı yerlerde, aynı günlere denk getirilerek, insanlarımızın bir araya gelmesini önleme çabaları, yada birbirini önemsememe duyguları, dernek ve köy sitesinin takip edilmemesi gereken çönemin verilmemiş olması…

7.    Eğitime katkı maçlı yapılan gecelere, dernek toplantılarına, köyümüz ya da köylümüze yönelik etkinliklere katılmama, önemsememe…

Bunları kendinize göre çoğaltabilirsiniz… Ama hiç kimse, sitede „iki düğünün aynı güne denk geldiği haberine“ bakarak, „bundan birşey yok, olur böyle şeyler“ diyerek işin içinden çıkmaya kalmasın…. Aslında sorun tam da burada…. Bu Göpsenlilerin ve dernek üyelerimizin o kadar da örgütlü olmadıklarını, hatta örgütlülüğe inanmadıklarını gösterir.

Unutmayalımki, varlığımız ve gücümüz ne olursa olsun kişi olarak herbirimiz yalnızız, hatta bazende yapa-yalnızızdır. Ama hepimiz bir araya geldiğimiz de, orada „BİZ“ oluruz, sesimizin ve gücümüzün birleşmesi ile „yalçın dağlara“ „çılgın nehirlere“ hatta „denizlere“ benzeriz.

İşte bu bu yüzden diyoruzki, „kolay yem olmamak, zalime boyun eğmemek, kula kulluk etmemek, namerde muhtaç olmamak“ için „insanlık onurumuzla“ hep birlikte, herzaman ve sonsuza dek yaşayabilmek için, birlik olalım, örgütlü olalım, gücümüze ,inanıp güvenelim…

Daha güçlü, örgütlü ve mutlu yarınlar için gelin „elele“…

Saygılaımızla!

GYDKD Yönetim Kurulu Adına

İsmail Özşahin

(Bşk)



"KOÇERO" olmak ya da "KOÇERO"lar yaratmak

"KOÇERO" olmak ya da "KOÇERO"lar yaratmak

Koçereo Destanı“ nı ya da öyküsünü birçoğumuz ya dinlemiştir ya da okumuştur. Bu destan ve öykülere göre herkesin kendine göre bir „Koçero“su vardır: Bu „Koçero“ kimi zaman yiğit, korkusuz, tavizsiz, hak arayan, haksızlığa boyun eğmeyen, bir kahraman hatta „başkaldırıdır“.
Kimi zaman yoksulun yanında yer alan, onun durumuna üzülen ve yoksulluğun son bulması için dağa çıkandır
Kimine göre de hak, eşitlik ve adalet için savaşan bir yüce kahramandır

Kimine göre de eşkiya, vatan haini, çapulcu…vs. olur.



Koyden Haber var  Sevgili Göpsenliler vede Göpsen dostları;Niyazi Özmercan Yönetimindeki” Yaylacıklılar yardımlaşma ve dayanışma derneği ‘ Yönetim kurulundaki arkadaşlarıyla uyumlu bir şekilde hizmette sınır tanımıyorlar.Son olarak Demircibabaya vede aşağıdaki çeşmenin düzlüğüne çınar ağaçları vede çam diktiklerini demircibabaya çok geniş yol yaptıklarını dikilen çam ağaçları vede çınar ağaçlarının başkan Niyazi Özmercan tarafından karşılandığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu vesile ile kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Umarız başkanın bu çabası tüm köylülerimize örnek teşkil eder.Ayrıca köyümüzdeki eski köy ilkokulunun  köy tüzel  kişiliğine alınması eğlence vede mesire alanına çevrilmesi için vali ile görüşmelerin devam ettiğini bu ve buna benzer haberlerin yeni açılan sitelerinde www.gopsen.com adresinde takip edilebileceğini duyurmuşlardır.www.yaylacık-gopsen.com site yönetimi olarak kendilerine teşekkür eder çalışmalarının daim olmasını temenni ederiz. Site Yönetimi

TEŞEKKÜRLER (!?)

  DUYARLILIĞINIZ (!?) İÇİN TEŞEKKÜRLER!

Bildiğiniz gibi, derneğimiz 20 Şubat 2010 tarihinde Köln’de “eğitime destek” amaçlı bir gece düzenledi, bu geceden elde edilecek gelirin tümü, üniversiteli kardeşlerimize ve özürlülerimize verilecekti.

 

Ne acıdır ki, sadece amacından dolayı gereken katılım sağlanamadı.... Bu gibi etkinliklere GÖPSENLİLER ve dostlarımız gereken duyarlılığı göstermediler ve önemsemediler, bu duyarlılıktan dolayı(!?) TEŞEKKÜRLER!!!!!!!!.



RESIMLER  Değerli Yaylacıklılar
05 Mart 2010 tarihinde köyümüz Göpsende gerçekleştirilen CEM ERKANINA ait resimler sitemizin Resiler menüsünden yayına sunulmuştur.
Resimleri beğeneceğinizi umut ediyor iyi eğlenceler diliyoruz.....

SİTE YÖNETİMİ

Göpsende Cem Erkanı  Değerli yaylacıklılar vede Yaylacıklı dostalarına önemle duyurulur.
05 Mart 2010 tarihinde köyümüzde Birlik cemi yapılacaktır.
Yer: Yaylacik köyü cemevi
Hareket yeri: Corum Alevi Kültür Merkezi önü
Hareket saati: 18:30

Köye topluca otobüs ile hareket edilecektir. Bu vesile ile tüm yaylacıklılar vede yaylacıklı dostları davetlimizdir.

Bu anlamlı günde köylülerimizin birlik ve beraberliğimize katkı yapmalarını önemle rica ediyoruz .
Birlik ve beraberkliğimizin daim olması dileklerimizle...
Tertip Komitesi adına:

Kazım Özerdogan Göktaş Uzuner


Başkan İsmail Özşahin'in Gece Konuşması

Değerli Konuklar,
 Sevgili Göpsenliler ve Değerli Üyeler,

Avrupanın çeşitli ülkelerinden ve Türkiye’den gelerek bizleri onurlandıran siz değerli konuklarımıza, sesleri ve sanatları ile destek veren değerli arkadaşlarımıza, bu gecenin hazırlanmasında emek sarfeden  sevgili arkadaşlarımıza, kısaca burada olan herkese hoş geldiniz diyor, katılım ve destek için herkese teşekkür ediyorum.

Sevgili Konuklar,
Avrupa - Göpsenliler Yardımlaşma ve Dayanışma Kültür Derneğimiz, 2004 yılında yine siz değerli dostlarımızın ve Göpsenlilerin çabaları ve katılımı ile kurulmuştur. O günden bugüne, Çorum ve Avustralya’daki Göpsenlilerde kendi aralarında dernekler kurdular , daha örgütlü, daha katılımcı ve daha güçlü bir şekilde insanlarımıza ve köyümüze hizmet etme yarışına girdiler. Bu yarışta görev alan herkese huzurlarınıda birkez daha teşekkür ederim.





Geleneksel Dayanışma ve Paylaşım Gecesi

GÖPSENLİLER
"GELENEKSEL DAYANIŞMA ve PAYLAŞIM GECESİ'NDE"
BULUŞUYOR!

YER: Bürgerhaus Kalk
Kalk-Mülheimer Str. 58
D-51105 Köln
TARİH: 20.02.2010
AVRUPA'daki tüm GÖPSENLİLER, DOSTLARIMIZ, HALK MÜZİĞİNE GÖNÜL VERENLER
ve
EĞİTİME KATKI VERMEK İSTEYEN, DUYARLI HERKES DAVETLİDİR!
GYDKD – AVRUPA

NOT:
Geceden elde edilecek gelirin tümü, gen
çlerin ve özürlülerin eğitimine katkı
amaçlı harcanacaktır!



Kaybettiklerimiz

Sanal Mezarlık

Ziyaretçi Defteri

Son Yazılan Mesaj
yaylacik-gopsen
DUYURU: 
Köylümüz saadet kara
Ziyaretçi Defteri - Görüşleriniz bizim için değerlidir...

Arama

Üye Girişi






Kayıp Parola?
Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

Üye Girişi

Üye Girişi